Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na (ÖSS) girecek 1.5 milyonu aşkın öğrencinin en çok merak ettiği konuların başında, "Bu yıl ÖSS'deki sorular kolay mı zor mu" sorusu geliyor. Bu soruya Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'a sorduk. Yanıtı, "Soruların zorluğunu, kolaylığını öğrenciler nedense gereğinden fazla önemsiyorlar. Hazırlanan soruları bir tur okudum. Geçen yılki ile eşdeğer sorular, geçen yıldan daha zor değiller" oldu. ÖSS sorularını ÖSYM'de test geliştirme biriminde 60 kişilik bir ekip hazırlıyor. Ardından da üniversitelerden yaklaşık 100 öğretim üyesi denetliyor. Sorular lise müfredatını kapsıyor. İki bölümden oluşacak sınavda toplam 240 soru olacak. Ancak sınav için sadece 240 soru değil, binlercesi hazırlanıyor. Sınav kitapçığına girecek sorular da bunlar arasından seçiliyor. Soruların büyük ölçüde hazırlandığını ve 3 hafta sonra da matbaaya gideceğini anlatan Yarımağan şu bilgiyi verdi: "Sorularda son rötuşlar yapılıyor. Ama aşağı yukarı da hangi soruların kitapçıklara gireceği kesinleşti. Sorularımız birbirine yakın düzeyde. Geçen seneden zor değil. Zorluk kolaylık kişiye göre değişir ama şu ana kadar hazırlanan soruları bir tur okudum. Şunu söyleyeyim geçen seneden daha zor olmadığı kesin. Aynı seviyede. Geçen yılki sorular ile eşdeğerler."
SOKAKTA İNSAN ÇÖZER
Öğrencilerin soruların zor mu kolay mı olacağı konusunu çok önemsediğini ancak bilen için bunun önemli olmadığını anlatan Yarımağan, şöyle devam etti: "Soru zor olsa bile bildiğiniz konulardaki sorular kolay gelir. Bizim sorularımız arasında bir kısım sorular var ki genel kültüre, okuduğunu anlamaya dayalı. Örneğin Türkçe soruları. Belki imla soruları hariç, herkes çözebilir özel bir bilgi gerekmiyor. Sokaktaki bir insana bu soruları sorarsanız, bazı fizik sorularını bile bilebilir. Soruların bir kısmı okumaya anlamaya dayalı sorular. Edebiyat soruları günlük hayatta bilinebilecek sorular. Matematikte özellikle de Matematik 1'deki sorular oldukça kolay, belirli kavramları bilerek, soru çözmeye yönelik oldukça kolay sorular. Bunun yanında müfredata, bilgiye dayalı sorular da var elbette. Ben bunlarda en belirgin biyoloji ve kimya sorularını görüyorum. Bunlar özel bilgi gerektiriyor."
DENGEYE BAKIYORUZ
Sorular arasında kolaylık ve zorluk derecelerinin dengeli olmasına çalıştıklarını dile getiren Yarımağan, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: "Soruların belli bir zorlukta da olması lazım. ÖSS gibi çok sayıda adayın girdiği bir sınavda kitleleri birbirinden ayırmamız lazım. Birkaç bin kişilik çok üst grup var. Bunlar soruların tamamını çözüyorlar. Bu grubu birbirinden ayırmak için zor sorulara ihtiyacımız var. Eğer bütün soruları orta zorlukta sorarsanız üst kesimi birbirinden ayıramazsınız. Diğer taraftan kolay soruların da sınavda yer alması lazım ki bu kez de daha alt başarılı kesim birbirinden ayırılsın. Bu nedenle zorluk dereceleri değişik düzeylerde olan sorulara yer verilir. Adaylar arasında iyi bir ayırım yapabilmek için ortalama başarının yüzde 50'nin altında olması gerekiyor. Yani 100 soruluk bir test uyguladıysanız giren kitlenin ortalama başarısı örneğin 40-50 düzeyinde olursa o test iyi bir test oluyor. Ortalama başarıyı yüzde 80'lere çektiğinizde bu kez üst kısımdaki adayları birbirinden ayıramıyorsunuz. Ortalama başarıyı yüzde 30'ların altına indirirseniz bu sefer alt ve orta kesimi ayıramazsınız. O yüzden sorular arasında zorluk ve kolaylık açısından kitleleri ayırabilmek için denge olması gerek."
KULLANILMAYAN ÇÖP OLUR
Yarımağan soruları tamamen ÖSYM'nin kendi ekibinin hazırladığını belirterek, "Soruları dışarıdan almayız. Bizim ekip hazırlar. İhtiyacın birkaç katı soru hazırlarlar. Bunların en uygun olanlarını seçeriz. Artan sorular çöpe gider. Her yıl yeni baştan sorular hazırlanır" dedi. Sınav soruları matbaada iken çevresinde "elektronik karartma" yapıldığını, yani iletişimin tamamen kesildiğini anlatan Yarımağan baskı süresince matbaaya girip tekrar soruları kontrol ettiğini belirterek, şöyle dedi: "Nasıl soruları matbaaya yollamadan, son bir kez yeniden okuyorsam baskı sırasında da gider okurum. Baskıya bakarım. Soruları ölçmeye dair değerlendiriyorum. Mesela matematik sorularına hocaların yanı sıra bir görüş de benden geliyor. Ama biyoloji kimya sorularını mesleğim gereği değerlendiremem onları sadece okurum."
Yarımağan sınava giren adaylar arasında dört işlemi bile yapamayanlar olduğunu belirterek, şu örneği verdi: "Bir soru vardı hiç unutamıyorum. 2006 yılında sorduk. Rakamlar tam hatırımda değil ama soru şöyleydi: 15-(8-3) =? Sonucun ne olduğunu sorduk. 8'den 3'ü çıkaracak, 5 kalacak, 15'ten 5'i çıkaracak 10 kalacak. Bunu adayların yüzde 48 yapamadı. Yani 1.5 milyon kişiden nerede ise yarısı bu sorunun cevabını veremedi. Maalesef seviye böyle."
ÖSYM'nin yılda ortalama 40 sınav gerçekleştirmesine ve ÖSS sorularını tek tek okumasına rağmen bugüne kadar hiç ÖSS için soru hazırlamadığını söyleyen ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ancak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) için örnek soru hazırladığını belirtti. Yarımağan, "ÖSS dışındaki bazı sınavlar için soru öneriyorum. Ama ÖSS için benden soru yok. ALES için örnek soru hazırladım ve kullanılanları da oldu. Ama tüm soruları okurum. Özellikle ÖSS ve ALES'i. Bir de KPSS'nin de genel yetenek, genel kültür sorularını okurum" dedi.
SOKAKTA İNSAN ÇÖZER
Öğrencilerin soruların zor mu kolay mı olacağı konusunu çok önemsediğini ancak bilen için bunun önemli olmadığını anlatan Yarımağan, şöyle devam etti: "Soru zor olsa bile bildiğiniz konulardaki sorular kolay gelir. Bizim sorularımız arasında bir kısım sorular var ki genel kültüre, okuduğunu anlamaya dayalı. Örneğin Türkçe soruları. Belki imla soruları hariç, herkes çözebilir özel bir bilgi gerekmiyor. Sokaktaki bir insana bu soruları sorarsanız, bazı fizik sorularını bile bilebilir. Soruların bir kısmı okumaya anlamaya dayalı sorular. Edebiyat soruları günlük hayatta bilinebilecek sorular. Matematikte özellikle de Matematik 1'deki sorular oldukça kolay, belirli kavramları bilerek, soru çözmeye yönelik oldukça kolay sorular. Bunun yanında müfredata, bilgiye dayalı sorular da var elbette. Ben bunlarda en belirgin biyoloji ve kimya sorularını görüyorum. Bunlar özel bilgi gerektiriyor."
DENGEYE BAKIYORUZ
Sorular arasında kolaylık ve zorluk derecelerinin dengeli olmasına çalıştıklarını dile getiren Yarımağan, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: "Soruların belli bir zorlukta da olması lazım. ÖSS gibi çok sayıda adayın girdiği bir sınavda kitleleri birbirinden ayırmamız lazım. Birkaç bin kişilik çok üst grup var. Bunlar soruların tamamını çözüyorlar. Bu grubu birbirinden ayırmak için zor sorulara ihtiyacımız var. Eğer bütün soruları orta zorlukta sorarsanız üst kesimi birbirinden ayıramazsınız. Diğer taraftan kolay soruların da sınavda yer alması lazım ki bu kez de daha alt başarılı kesim birbirinden ayırılsın. Bu nedenle zorluk dereceleri değişik düzeylerde olan sorulara yer verilir. Adaylar arasında iyi bir ayırım yapabilmek için ortalama başarının yüzde 50'nin altında olması gerekiyor. Yani 100 soruluk bir test uyguladıysanız giren kitlenin ortalama başarısı örneğin 40-50 düzeyinde olursa o test iyi bir test oluyor. Ortalama başarıyı yüzde 80'lere çektiğinizde bu kez üst kısımdaki adayları birbirinden ayıramıyorsunuz. Ortalama başarıyı yüzde 30'ların altına indirirseniz bu sefer alt ve orta kesimi ayıramazsınız. O yüzden sorular arasında zorluk ve kolaylık açısından kitleleri ayırabilmek için denge olması gerek."
KULLANILMAYAN ÇÖP OLUR
Yarımağan soruları tamamen ÖSYM'nin kendi ekibinin hazırladığını belirterek, "Soruları dışarıdan almayız. Bizim ekip hazırlar. İhtiyacın birkaç katı soru hazırlarlar. Bunların en uygun olanlarını seçeriz. Artan sorular çöpe gider. Her yıl yeni baştan sorular hazırlanır" dedi. Sınav soruları matbaada iken çevresinde "elektronik karartma" yapıldığını, yani iletişimin tamamen kesildiğini anlatan Yarımağan baskı süresince matbaaya girip tekrar soruları kontrol ettiğini belirterek, şöyle dedi: "Nasıl soruları matbaaya yollamadan, son bir kez yeniden okuyorsam baskı sırasında da gider okurum. Baskıya bakarım. Soruları ölçmeye dair değerlendiriyorum. Mesela matematik sorularına hocaların yanı sıra bir görüş de benden geliyor. Ama biyoloji kimya sorularını mesleğim gereği değerlendiremem onları sadece okurum."
Yarımağan sınava giren adaylar arasında dört işlemi bile yapamayanlar olduğunu belirterek, şu örneği verdi: "Bir soru vardı hiç unutamıyorum. 2006 yılında sorduk. Rakamlar tam hatırımda değil ama soru şöyleydi: 15-(8-3) =? Sonucun ne olduğunu sorduk. 8'den 3'ü çıkaracak, 5 kalacak, 15'ten 5'i çıkaracak 10 kalacak. Bunu adayların yüzde 48 yapamadı. Yani 1.5 milyon kişiden nerede ise yarısı bu sorunun cevabını veremedi. Maalesef seviye böyle."
ÖSYM'nin yılda ortalama 40 sınav gerçekleştirmesine ve ÖSS sorularını tek tek okumasına rağmen bugüne kadar hiç ÖSS için soru hazırlamadığını söyleyen ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ancak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) için örnek soru hazırladığını belirtti. Yarımağan, "ÖSS dışındaki bazı sınavlar için soru öneriyorum. Ama ÖSS için benden soru yok. ALES için örnek soru hazırladım ve kullanılanları da oldu. Ama tüm soruları okurum. Özellikle ÖSS ve ALES'i. Bir de KPSS'nin de genel yetenek, genel kültür sorularını okurum" dedi.