KARDELEN KOLEJİ FORUMU

Hoşgeldiniz

Join the forum, it's quick and easy

KARDELEN KOLEJİ FORUMU

Hoşgeldiniz

KARDELEN KOLEJİ FORUMU

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kardelen Koleji Forumu


    Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:30 pm

    Tavla
    Genç bi kız ailesinin evde olmadığı bi akşam arkadaşlarını davet etmiş. Kız kıza yemişler, içmişler, derken içlerinden biri "Hadi cin çağıralım" demiş. Ev sahibi kız da hiç inanmazmış böyle şeylere ama arkadaşlarına ayıp olmasın diye kabul etmiş. Harfler kesilmiş, fincan ortaya konmuş ve elele bir masanın etrafında daire olunup cin çağırma olayına girilmiş. Cin gelmiş gelmesine ama bizim kız hala fincanı arkadaşlarının ittiğini düşünüyomuş. Bi ara fincan hızlı hızlı harflere giderek şöyle demiş: "İçinizde bana inanmayan biri var. Yarın saat 4’te o kişiyle tavla oynamaya geleceğim!" Kızlar feci tırsmışlar ama ev sahibi kız hala dalgasındaymış işin. Saat çok geç olmadığı halde seans hemen bitirilmiş ve kızlar evlerine dağılmış.

    Bizimki zaten o tür şeylere hiç inanmadığından cin olayını ertesi sabah unutmuşmuş bile. Öğlene doğru telefon çalmış. Arayan, kızın çok sevdiği, çok iyi anlaştığı teyzesiymiş, "Bugün içimde bi sıkıntı var, evdeysen bi ara sana uğruycam. Dertleşelim biraz" demiş. Kız da sevinmiş teyzesini görecek diye, "Hemen gel, ben de seni çok özledim" demiş.

    Kız, teyzesini hakikaten dertli ve solgun görmüş. Hoşbeş etmişler ama teyze hala dalgınmış. Kız, "Teyzeciğim sen konuştukça daha kötü oldun, istersen başka bişey yapalım" demiş. Teyzesi de "O zaman tavla oynayalım. Ne zamandır seninle oynamadık. Kafam dağılır biraz" demiş. Kız tavlayı almaya giderken bi gece önceki olay aklına gelmiş, "Meğer benim teyzem cinmiş" deyip gülümsemiş.

    Kızla teyzesi güle oynaya tavla oynarken bi ara teyze tuvalete gitmek için kalkmış. O içerdeyken telefon çalmış. Arayan kızın babasıymış. Adamcağız çok üzgün bi sesle konuşuyomuş: "Kızım teyzen öğlen bi trafik kazası geçirdi. Durumu çok iyi değildi ama Allahtan ümit kesilmez deyip sana haber vermedik ama az önce teyzeni kaybettik, başımız sağolsun.."
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:30 pm

    uçan tabut
    beyazıttaki bir camide eskiden olmuş bi olayı paylaşıyorum sizinle
    o zamanlar kendi halinde dinine bağlı katip sinan adında bi imam avrmış bu imam kendi çabalrıyla ve sağdan soldan aldığı yardımlarla bi cami yaptırır ve uzun zamanda bu camide imamlık yapar günler su gibi akmış katip sinan denilen adam yaşlanmış ve görevi başka bir imama bırakmış ve daha sonra hastalanmış cemaat neredeyse hergün yanına gidermiş ve her defasında katip sinan onlara ben ölünce beni caminin bahçesine gömün dermiş cemaatta tabiki tamam hocam dermiş zaman geçtikten sonra adam canını azraile teslim etmiş cemaat adamı caminin bahçesine gömmüş ertesi sabah namaza geldiklerinde gördüklerine inanamamışlar dün gömdükleri tabut uçarak camin kubbesinin yanında cemaat büyük şaşkınlık yaşamış indirmişler ordan tekrar yerine koymuşlar ve ertesi sabah tabut tekrar kubbenin yanında cemaat bu sefer şühelenmiş bunu birileri bilerekmi yapıyor diye adamlar gece nçbet tutmaya karar vermişler ve gece olmuş nöbete başlamışlar aradan bir saat geçmiş ve bakmışlar ki tabut kendiliğinde uçuyor ve sonra kubbenin yanına konuyor sonra cemaat tabuta orda yer yapmış...
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:31 pm

    MUMYA
    İsa'dan 1500 yıl önce yaşayan mısırlı prenses amen-ra öldükten sonra dönemin geleneklerine uygun mumyalanmış ve tahat bi tabuta konmuş 1890 yılında 4 zengin ingiliz genci,prensesin mumyasını bi tarihi eser kaçakçısından (böle sölediğimi prenses duymaz inşallah) satın almış.Ve felaketler zinciri de böle başlamış mumyayı alan gençlerden birini en son allışverişten bi kaç saat sonra çöle yürürken görmüşler.Bi daha da ingilizi görmemişler.Dörtlü grubun bi başka üyesi ertesi gün mısırlı hizmetkarlarından biri tarafından kazayla vurulmuş.Hizmetkar,elini o an kontrol edemediğini ve hiç istemediği halde silahı alıp sahibi vurduğunu iddea etmiş.Kalan iki genç mumyayı alıp memleketlerine dönmüş.Üçüncü adam İngiltere ye döndükten sonra bütün parasını yatırdığı bankanın battığını öğrenmiş.Son adam da iflaf olmaz bi hastalığa yakalanmış,bütün servetini hastanelerde harcayıp sokaklarda kibrit satmaya başlamış.Bu arada mumya bi işadamının eline geçmiş bu felaketler sırasında.O da British Museum a hediye etmiş lanet(li) prensesi.Müze mumyayı mısır bölümüne koymuş.Ama prenses boş durmamış tabii.Gece bekçileri tabuttan hıçkırığa benzer sesler duyduklarını iddea ediyorlarmış.Bekçilerden biri sabah ölü bulunmuş.Temizlikçiler mumyann etrafını temizlemeyi reddediyorlarmış.Bi gazeteci tabutun dıştan fotosunu çekmiş.Fotoyu tab ettiğinde kartta sadece korkunç bi suratın olduğunu görmüş.Gazeteci koşa koşa evine gitmiş,yatak odasına girip kapıyı kilitlemiş ve kendini vurmuş.Falaaaaaaan,filaaaaan...(prensesin daha sonra da o kadar çok vukuatı war ki,falan filan demek yetmio.)Müze sonunda mumyayı özel bi koleksiyoncuya satmış.Ondan sonra da bi sürü felaket olmuş.Vakit kaybetmeyelim.En son Amerikalı bi arkeolog satın almış prensesi.1912 Nisan'ında da mumya Amerika'ya götürülmek üzere TİTANİK gemisine yüklenmiş ve asıl olan da böylelikle olmuş zaten.Aman-ra son volesinde 1500 yolcunun kendi yanına gelmelerini sağlamış...
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:31 pm

    Ölümcül Saç Modası
    1970'lerde, saçları dimdik, yukarıya doğru kalıp gibi yaptırmak moda olmuş. Buna uymak için insanlar saçlarını yaptırıyo, haftalarca da yıkamıyolarmış. Bir liseli kız, okulundaki en yüksek saç yarışmasını kazanmak için saçlarını bu şekilde yaptırmış. Eve dönerken saçları örümcek ağına takılmış ama farketmemiş. Okuldaki yarışmayı kazandıktan sonra saçlarını birkaç hafta yıkamamış. E havasını atacak ya, banyoya kafasına bi torba geçirip giriyomuş.

    Bi gün okulda sınav olurken kız aniden, şak diye bayılmış. Hastaneye kaldırmışlar, fakat maalesef kurtaramamışlar. Doktorlar ölüm nedenini anlamak için otopsi yaparken, kızın saçlarını aralayınca morgu binlerce örümcek basmış. Meğerse kızın takıldığı ağdaki örümcek, kafasının içine yumurtlamış ve o örümcekler sonraki birkaç hafta da kızın kafa derisini kemirip beynine girmişler. Bu olaydan sonra Amerika'da, saçlarını öyle havaya doğru yapmak yasaklanmış..
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:31 pm

    Cinler
    Büyükbabam köyde oturduğu için köyde her zaman olan şey ahır veya ağıldır. Bunları da otlatmak için bir çobana ihtiyaç vardır.

    Bir gün büyükbabam bir çoban almış yanına çobanda kamburmuş sen bu işi yapamazsın yaparım der demez büyükbabam bunu yanına almış.

    Büyükbabam bunu işe aldığının 7.gününde bu çoban rüyasında aynen şimdi anlatacaklarını görmüş..

    7 tane CİN bizim evin tam ortasında "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA" diye kendi kendilerine oynuyorlarmış.Bizim çobanda onlarla beraber oyuna katılıp çarşambadır çarşamba diye oynamış cinlerin arasından birisi demişki "Bu bizim sözümüzü dinliyor buna bir iyilik yapalım" demiş.Diğer cinlerde tamam der demez cinlerden biri bu çobanın kamburunu düzeltmiş.Düzeltir düzeltmez Çoban uykudan kan ter içerinde kalkıyor ve birde bakıyor ki kamburu yok çok seviniyor tabi garibanım... kamburu yok oldu ya bunu anlatıyo işte büyükbabama ertesi gece bu çoban tekrar yatağına yatıyor aynı rüyayı tekrar görüyor fakat bu sefer CİNLER o günün perşembe olmasına rağmen yine "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA DİYE oynuyorlarmış çoban yine girmiş aralarına ve aynen şöyle demiş "TAMAM DÜN ÇARŞAMBAYDI AMA BUGÜN PERŞEMBE HADİ PERŞEMBE DİYE OYNAYALIM DEMİŞ" CİNLER HİÇ ORALI BİLE OLMADAN YİNE "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA" diye oynamaya devam etmişler çoban iyice ısrar edince böyle yapalım diye cinlerden biri aniden "ADAMIN YANINA GELMİŞ VE DEMİŞKİ DEMEK SEN BİZİM DEDİĞİMİZİ DEMEZSİN HA AL SANA BİR MAHLUK DEYİP TEKRAR ESKİ HALİNE YANİ KAMBUR HALİNE GETİRMİŞ" tabii sabah kalktığında da aynı eski haline dönmüş bu gerçek bir olay yani arkadaşlar ne bir rivayet ne de bir efsane..
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:32 pm

    Cin Fikirli Mahkum
    Amerika'da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bi adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bi gün bahçede volta atarken gardiyanların bi tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bi cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bi gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş. Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış.

    Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.

    Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bi zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. "Acaba kendim çıkabilir miyim?" diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:32 pm

    Allahsız Osman
    İstanbul'da 1800'lü yıllar... O zamanın ünlü kabadayılarından Ustura Kemal ve arkadaşları, Karacaahmet Mezarlığı'nın karşısında bi evin bahçesinde çilingir sofrası kurmuşlar. İçki masası muhabbeti tüm hızıyla devam ederken laf dönüp dolaşıp mezarlık ve ölü konusuna gelmiş. İçinde zırnık Allah korkusu ve vicdan bulunmadığını iddia ettiği için lakabı Allahsız Osman olan bir kabadayı, "Ulan ölü ne ki be?! Sen sağ olanlardan kork, ölüden kimseye zarar gelmez" demiş. Ustura Kemal da muhabbeti koyulaştırmak için, "Ulan Osman, madem ölüden korkmuyosun, gel şunu iyiden iyiye ispatla bize" diye dalga geçmiş.

    Allahsız Osman bunu nasıl yapacağını sorunca, Ustura Kemal, "Aha şu karşıdaki Karacaahmet mezarlığını görüyosun. Madem Allah'a inanmaz ve ölüden korkmazsın, bu gece 12'de mezarlığa girip sana vereceğimiz kazığı mezarlığa içinde bi yere çak. Sabah biz gidip, kazığın orada olup olmadığına bakarız. Eğer orada bi kazık varsa seni takdir ederiz" demiş. Allahsız Osman aslında, gece mezarlığa girmek bi yana, yanından geçerken bile türkü söyleyen bi adammış. Ama yiğitliğe leke süremeyeceğinden, "Peki ama siz de benimle gece gelip, mezarlık çıkışında bekleyeceksiniz" demiş. Zaten bu konuşmalar akşam saatlerinde yapılıyomuş, gece yarısı kalkıp Karacaahmet Mezarlığı'na gitmişler.

    Osman, gece karanlığında mezarlığın büyük kapısından içeri girmiş. Herkesin Allahsız Osman olarak bildiği o cesur (!) kabadayı, mezarlığın içinde salavatlar getirerek bi elinde kazık, bi elinde çekiç ilerlemiş. Bi mezarın yanına geldiğinde alelacele eğilip kazığı yere çakmış. Korktuğu için de hemen or'dan uzaklaşmak istemiş. Ama bi'şey, giydiği setrenin, (o zamanlar erkeklerin giydiği uzunca eteği olan bi tür giysi) ucundan tutmuş. Allahsız Osman vargücüyle, "İmdaaat! Ulan yardım edin. Ölü beni tutuyooo" diye feryat etmiş ama kendinden epey uzakta olan arkadaşlarına sesini duyuramamış. Bağıra çağıra mezarın üzerine yığılıp, kalp krizinden oracıkta ruhunu teslim etmiş.

    Uzunca bir süredir mezarlığın dışında bekleyen arkadaşları, Allahsız Osman'ın kendilerine oyun oynayıp, mezarlığın öteki kapısından çıktığını düşünüp dağılmışlar. Ertesi sabah ise, Ustura Kemal ve arkadaşları kazığın çakılı olup olmadığına kontrol için Karacaahmet Mezarlığı'na gelmiş. Bi bakmışlar ki, Allahsız Osman, kazıkla beraber setresinin ucunu toprağa çakmış durumda, bi mezarın üzerinde cansız yatıyomuş.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:33 pm

    Ermiş
    Daha henüz 9 yaşımdaydım fal, ruh, cin, şeytan vb. gibi şeylere inanmazdım yeni inşaa edilmiş bir eve taşınmıştık ama nedense bir türlü gece banyodan ve sokak kapısından garip sesler geliyordu. Taşındıktan bir hafta sonra seslerin nereden kaynaklandığını anlamak için ben banyo, abim ise sokak kapısının önünde bekliyordu. Fakat hiç bir şey gözükmüyordu ama ses vardı. Evimize hoca çağırdık dua okudu ve bize banyoya 1 kova su takunya ve havlu bırakmamızı söyledi,neden diye sorduğumuzda ise hiç bir şey söylemedi. Hocanın dediklerini aynen uyguladık o gece rüyama garip şeyler girmişti beyazlar içinde elinde bir asa yaşlı biri el hareketiyle kızgınlığını anlatıyordu. Sabah kalktığımızda su bitmiş takunyalar ve havlu ıslaktı en ilginç olanı ise kapının kilidi açıktı. Hocayı tekrar çağırdığımızda bize evin yapıldığı konumda çok ama çok eskiden bir mezar olduğunu söyledi ve rüyama giren kişinin bir ermiş olduğunu söyledi banyoda ise abdest almış. Ertesi hafta evden taşındık ve şu an orada hiç kimse oturmuyor. Ve tam 17 yaşındayım.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:33 pm

    Gerçekmiş..
    Kurt adam ve vampir hikayesinin aslında İngiltere’ den çıktığını biliyor muydunuz. Evet 1970 li yıllarda adamın biri ismi bilinmeyen bir hastalığa kapılmış ve yaşaması için devamlı kan alması lazımmış bunun için de ömrü boyunca hastanede kalmak zorundaymış. Bu olay başına gelen kişi de doktor kendisi üstelik.Neyse adamda yüzünde ve suratında tüylenmeler başlamış ve yukarıdan yan dişlerinin ikisi hastalıktan dolayı kurt köpeklerindeki gibi uzamış artık doktorlar öleceğni söylemişler ve sonunda geceleri dışarıya çıkıp insanların evlerine girip ısırıyor ve kanlarını emiyormuş ve bu olay gerçekmiş ve bir çok hikaye buradan yola koyularak uydurulmuş.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:33 pm

    Kara Büyü
    Bir gün ev arkadaşımla can sıkıntısından kendimize bir büyü bulmayı ve bunu insanlar üzerinde denemeyi düşündük öyle saçmasapan bazı kelimeleri bir araya getirdik ve bunları ezberledik. Bu sadece ikimizin bilceği bir büyü olmalıydı. Ama ne için yapılması gerektiğine karar veremedik ve yattık.

    Ertesi gece yılbaşı partisi için aldığım cadı şapkasını başıma taktım ve üzerime siyah bişeyler giydim bir mum yakıp ışıkları söndürdük. Bu büyüyü diğer ev arkadaşlarımdan birine yapacaktım. Olayı önemsemesi için onu inandırdık ve konsantre olmasını sağladıktan sonra büyüye başladım ve bir gece önce uydurduğumuz sözcükleri söylemeye başladım. Büyü bittikten sonra ışıkları yakıp gülmeye başladık. Büyüyü uydurduğum arkadaşımla Şule'ye (büyüyü yaptığım arkadaşım) gülüyorduk o ise hiç tepkisiz oturuyordu. İşte tam o sırada birden gök gürlemeye ve şimşek çakmaya başladı. Elektrikler kesildi. Yazın ortasında havanın böyle birden patlaması bizi hem şaşıtmış hem de korkutmuştu. Bi müddet öylece jeneratörün devreye girmesini bekledik . On saniyede devreye girmesi gerekirken girmedi Biz de mum yaktık ve bütün gece korkudan uyuyamadık.Yağmur sabaha kadar yağdı. Şule ise ateşlendi ve ailesini çağırmamızı istedi. O gün öğrendik ki jeneratör bozulmuş. Akşama doğru Şulenin ailesi geldi ve onu kayseri deki evlerine götürdüler.Bir ay sonra da gelip eşyalarını aldılar ve Şule bir daha ne geldi ne aradı.

    Aradan 4 sene geçmesine rağmen bu büyü sözcüklerini ne kadar unutmaya çalışsam da bi türlü unutamadım. Bazen aklıma gelince bişey olcak diye korkarım.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:34 pm

    Üst Kattaki Katil
    Büyük bahçeli bir villada yaşayan genç bir çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdiği bir partiye gitmiş. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye başlamış. Bir ara telefon çalmış. Kızcağız telefonu açtığında karşısında hırıltılı bir sesle konuşan biri varmış: Şu an üst katta çocukların başucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha! Kız feci korkmuş haliyle. Ama kendini Kesin salak bi telefon şakası bu diye düşünüp sakinleştirmeye çalışmış ve televizyonun sesini sonuna kadar açmış. Telefon tekrar çalmış. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı demiş. Kız daha da korkmuş ve santrali arayarak durumu anlatmış. Santralde iyi bi kadın varmış, Adam sizi aradığında bir’kaç dakika konuşturun. Numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz diyerek kıza yardımcı olmuş. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmış telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmiş. Kız konuşmayı uzatmaya çalışmış ama sapık anlamış bunu ve hemen telefonu kapatmış. Bir’kaç dakika sonra tekrar çalmış telefon, arayan santral memuresiymiş ve panik durumdaymış: Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bir telefon hattı daha var demek ki! Kız koşşa koşşa kaçmış evden. Bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmiş bile. Polisler birkaç dak’kada adrese gelip eve girmiş. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bir katil yakalamışlar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocuğu öldürdükten sonra o telefonları etmeye başlamışmış.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:34 pm

    Musalla Taşı
    Köyümüz, Tipi Köy İç Anadolunun en eski köylerindendir.Köyümüzün mezarlığı evimizin tam karşısındaydı.Komşumuzun bize orada garip şeyler gördüm, demesi bizi ne kadar ürkütsede inandırmıyordu.Ta ki Burak arkadaşımın sünnet gecesine kadar.Birden arkadaşımın hediyesini evde unuttuğumu farkettim.Gece garip olayların olduğunu bildiğim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklaştığımda bazı çığlıklar duymaya başladım.Musalla taşının üzerinde garip ışık büzmelerinin daire biçiminde döndüğünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye başladı.İleriye doğru baktığımda atın üzerıne binmiş bir gelinin hızla musalla taşına doğru geldiğini gördüm.Gelin bir süre musalla taşının etrafında dolaştıktan sonra mezarlığa girerek ağıt yakmaya başladı. Ben bu arada korkudan ne yapacağımı şaşırdım.Daha sonra bir düğün alayının gelip gelini alarak oradan hızla uzaklaştığını gördüm.Bende düğün yerine koşup olanları dedeme anlatmaya başladım.Dedem bana inanmadı.Ertesi sabah mezarlığa bakmaya gittiğimde bir gelin duvağının bir mezara bağlı olarak buldum.Bu duvağı dedeme gösterdiğimde dedemin ağladığını ve bu duvağın savaşta gelinken şehit olan ablasına ait olduğunu ve mezarınsa sevdiğine ait olduğunu söyledi.Bir kaç yıl sonra Akşehir gölünün taşmasıyla köyümüz sel altında kaldı, bir daha böyle bir olay görülmedi.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:34 pm

    Marmara Canavarı
    Lonch Ness Canavarı dünyanın en popüler canavarlarından biri. Türkiye'nin en popüleri ise Van Gölü Canavarı. Hakkında yüzyıllardan beri yüzlerce hikaye anlatılan ve birçok görgü tanığının olmasına karşın Marmara Canavarı, bu iki rakisinin gölgesinde kalmış. Marmara Canavarı hakkında özellikle Tuzla'da bir çok efsane anlatılır.

    En çok bilinen efsane ise 1970 yıllarında yaşanmış olanıdır. Gecenin bir yarısı teknelerini limana bağlayaniki balıkçı, Anadol pikaplarına atlayıp evlerinin yolunu tutmuşlar. Yol mezarlık yanından geçiyormuş. Arabayı süren bu mezarlıktan korktuğu için dualar ediyormuş. Diğeri batıl korkuları olmadığından arkadaşıyla dalga geçiyormuş.

    Bu sırada şoför aniden firene asılmış. Çünkü ince bir ağaç enlemesine yola devriliymiş. Şoför "Ben hayatta inmem" demiş. Diğeri babayiğit bir adammış, "Ben tek başıma hallederim" diyip çıkmış arabadan. Gece karanlığında ince uzun ağaca bakıp: "Kavak ağacı galiba" demiş. Yaklaşıp ağacın gövdesine sarılıp da ağacın kabuğunun yumuşak olduğunu ve kımıl kımıl hareket ettiğini hissedince babayiğitlik filan kalmamış taabii; aynen tabanları yağlamış.

    Arkadaşını dikkatle izleyen şoför ağacın hareketlendiğini ve yukarı doğru kalktığını görünce, karşısındakinin ağaç değil de ben diyim on, sen de yirmi metre boyunda dev bir yılan olduğunu farketmiş. Yılan başını kazdığı mezardan çıkarınca dehşete düşen şoförün saçları o anda bembeyaz kesilmiş. Allahtan karnını mezarda doyurduğu için canavar ne şoföre ne de arkaşına saldırmamış. Denize doğru akıp gitmiş. İki arkadaş perişan halde köylerine dönmüşler.

    Sonradan köyün yaşlılarından yılanın Marmara denizinde yaşayan ve denize yakın mezarlardaki, yeni gömülen ölüleri yiyerek yaşayan bir canavar olduğunu öğrenmişler. Anlattıklarına göre; daha önceleri yılanın çok aç kaldığında balıkçı teknelerine dahi saldırdığı olurmuş. O zamanlarda Yalova ve Kumla'da da ortaya çıkarmış. Marmara Canavarı'yla karşılaşan herkes söz birliği etmişcesine yılanın bir kavak ağacı boyu ve eninde olduğunu söylermiş. Ama yıllardır Marmara Canavarı'nı gören olmamış.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:35 pm

    Sahil Macerası
    Saat sanırım 12 ydi. Sahildeki dalgaların sesi çok etkileyiciydi. Çok güzel bir yer buldum burada biraz yüzmek dalgaların sesini dinlemk istiyordum. Usulca patikadan aşağıya indim. 5 dk olmuştuki bir sesle irkildim. Beraber sahile inmiş bir çift olduklarını gördüğümde bir an için rahatlamışlardı. Farklı düşüncelere dalmıştım hemen oradan uzaklaştım. Onları rahatsız etmek istemiyordum. Ama sesleri bana yaklaştıkça kızın sesi tanıdık geliyordu. Olamaz dı bu imkansız dı bu benim sevgilim di. Ne yapacağı şaşırdım elim ayaklarıma dolanıyordu. Sinirlenmiştim sanki 5 dk önceki insan değildim zaten olamazdım. Bir hamle yapıp onlara saldırmak istedim.. Sonra bir el silah sesi duydum. Evet ayağından vurulan erkek acı içinde kıvranıyordu. Kim vurduğunu göremiyordum. Sevgilim koşmaya başladı. Kaçıyordu. Bir silah sesi daha duyuldu. Sevgilim yere yığılmıştı hareketsiz oluşundan ne olduğu anlaşılıyordu. Erkekten yapma yalnış anladın sesleri yakarışları çıkıyordu. O an yerimden fırladım onu ben öldürmek istiyordum. Nasıl yaptım bilmiyorum ama koşarak çıktım bulunduğum kuytu köşeden. Onu ben öldüreceğim diye haykırdım. Karşımda duran 20 yaşlarında çok güzel bir kızdı. Yemşeşil gözleri sarı saçlarıyla önümde duruyordu. Öylece bakakaldı. Ve tek silah
    sesi daha duydum. Ağlamaya başladı. Bunu yapmamalıydı. Diyordu. Anlatmaya başladı onu çok sevmiştim diye.. İnanamadım aynı kaderi paylaştığım kız benden daha cesur çıkmıştı. Ona olanları
    anlattığımda bana çok ilginç olarak baktı inanmıyordu. Sanki erkeklerden artık nefret ediyordu. Masum gözlerinde sevgiden eser yoktu. Silah elindeydi. Ve ayağıma bir el ateş etti. Kurşun
    dayanılmaz acı veriyordu. Az önce olanlar benim başıma gelmek üzereydi. Nasıl kurtulabilirdim diye düşünüyordum. Dengesini kaybettiği belliydi. Hiç bir şey onu engelleyemezdi. Tam ona doğru hamle yapmak üzereyken başka bir silah sesiyle irkildim diğer ayağımdan vurulmuştum. Öyle kalakaldım
    Gelen kasaba polisiydi. Yaklaştığında az önceki masum kız tam bir tiyatro oyuncusuydu. Olanları öyle farklı anlattı öyle şekilde anlattıki ben bile inandım. Şu anda hapisteyim ve sanırım çok uzun süre
    daha burada kalacağım. Oysa kimbilir hangi erkekten intikam alıyor...
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:35 pm

    Kahverengi pijamalı adam
    Dedem öldükten (daha doğrusu gömüldükten) sonra teyzemler komşularıyla ona kuran okuyorlarmış... Bunu bana teyzem kendi anlattı bu arada, neyse bir komşusu dua okurken karşı koltuğa bakıyormuş, teyzem de bir yandan dua okuyup, bir yandan etrafına bakınıyormuş, ezberindeymiş dualar herkesin neyse, bu komşu dua okurken birden donakalmış... Dudakları kıpırdamıyormuş, kadın koltukta geri geri gidiyormuş ve bembeyaz olmuş... Tabi teyzem duayı bitirip amin dedikten sonra kadının yanına gitmiş ne oldu falan diye sormuş kadında tık yok...
    Teyzem kadını dürttüğü anda kadın tekrar eski haline dönüp duayı bitirmiş, amin deyip yüzünü sıvazlamış ve direkman ağlamaya başlamış... Teyzem yine sormuş kadına nooldu diye, kadın yanıtlamış:
    "Ben dua okurken birden karşı koltukta kahverengi pijamalı bir adam belirdi, dua okuyordu aynı benim gibi... Sonra sen dokununca kendime geldim ve duayı bitirdim, adam kafasını kaldırdı, baban olduğunu anladım" demiş. Ve devam etmiş:
    "Ben yüzümü sıvazladıktan sonra adam kafasını kaldırdı, eminim babandı", demiş. "Gülümsedi, el salladı ve kayboldu, bende kendimi tutamadım demiş"

    Neyse ben detayları anlatım, dedem sigara yüzünden damarları tıkandığı için öldü ve diyaliz makinasına bağlı yaşıyordu, son sözleri de "Diyaliz" olmuş zaten... Dedem hastanedeyken bir kahverengi pijama giyiyordu hep ve dua okuyan kadın dedemin hiç ziyaretine gitmedi hastanede, yani bilinçaltı olamaz...
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:35 pm

    Bismirrahirahmanirahim
    Size birşey öneriyorum.Eğer içinizde bir endişe varsa Bismirrahirahmanirahim deyin.Çünkü bir
    Bismirrahirahmanirahim demek sizi binlerce şeyden korur.Örneğin:
    O gün hava bulutluydu.Elektrikler kesilmişti oulda.Öğretmenimiz sevk almıştı.Dersimiz boştu.
    Bahçeye çıktık.Şimşekler çaktı.Yağmur yağdı.Bahçe su doldu.Hatta bazıları yüzdü bile.
    Öğleci idik.Saat 4.Şimdinin 5'i oluyor.Dolunay gözüküyordu.Şimşekler ardarda çaktı.En yakın arkadaşım beni burada yalnız bırakmıştı.Şimşekler çok uzundu.Tanrım diğer sınıflar geziye gitmişti.Bi tek bizim sınıf vardı.
    Korkuyordum.Üşüyordum.Açtım.İçeri girilmiyordu soğuktan.Toz toprak vardı her yanda.
    yere uzandım.
    Aniden belimin yanından bi şey geçti.önce anlamadım sonra anladım ki şimşek.Okulun kapısına doğru gelmeye çalıştım.Merdivendeyken Bismirrahirahmanirahim dedim.kapıyı kapıya ayak atar atmaz bir patlama oldu.kulağımı kapattım.bu ses korkunçtu.zıplayıp.hatta uçup kapıdan sınıfın birine girdim.Sınıfın penceresinden kaçtım.koştum.tamda otobüs gelmişti. otobüse binmiştim.üstüm sırılsıklam.kalbim patlayacak gibi çarpıyordu.Az kalsın otobüs devrilecekti Bismirrahirahmanirahim dedim.bariyerlerden geri döndü.Tanrım eve varmıştım.Yemeği bitirdim.hemde ir koca kazan dolusu dolmayı.
    annem yanına turşu biber filan koymuştu.yanındada kola vardı.kazanı bitirdim.
    Gidip uyudum.canım yatağım seni ne kadar özlemişim.
    Ertesi gün kahvaltı yaparken haberlerde birinin ölü 2 kişinin yaralı olduğunu izledim.
    Ölen kişi ise arkadaşımmış.beni terkedip okulun nöbetçiler için yaptırdığı klübedeymiş.klübe statik elektrik çektiği için şimşek çarpmış.
    diğer 2 arkadaşım ise komada.öğretmenimize dava filan açacaklarmış diyorlar.
    her zaman Bismirrahirahmanirahim deyin.
    Sizi binlerce şeyden korur!
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:36 pm

    Cadı
    Kasabanın doğusunda, karanlık, sisli ormanın içinde tiz bir çığlık yankılandı. Bardaki erkekler dışarı çıkıp ormana doğru baktılar. İçlerinden bazıları çığlığın geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Gençlikleri ve içtikleri bira bunu yapacak cesareti onlara vermişti. Koyu karanlık, rutubetli, tekin olmayan gecede ıssız ormana daldılar. Bir kadın yerde baygın yatıyordu. Kadının niçin bayıldığı bir bakışta anlaşılıyordu. Ormanda bir şey bulmuştu. Kanlı bir ağaç gövdesinin önünde, yerde kımıltısız yatan bir şey. Bu şeyi gördüklerinde, ormana koşarak gelen cesur erkeklerden biri kendinden geçip yere yığıldı. İçlerinden bir tanesi elleriyle yüzünü örttü. Bir diğeri bir ağaç gövdesine tutunup yere doğru eğildi ve zemini kaplayan ölü sonbahar yapraklarının üzerine kustu. Hepsi dehşete düşmüştü. Ne yapmaları gerektiğini bilemiyorlardı. Gecenin içinde bir puhu kuşu birdenbire öttü ve hepsi korkuyla irkildi.
    Buldukları şey bir bebek cesediydi. Vahşice öldürülmüştü. Katil, yavrunun ölü bedenine hiç saygı göstermemişti. Berbat etmişti ölüyü. Sivri ağaç dalları ve diğer şeyler.. Ağacın gövdesinde bazı deri parçaları vardı.
    Kasaba halkı ertesi gün kasaba meydanında büyük bir toplantı düzenledi. Bebeği öldüren bu zalim, bu gaddar, bu barbar katil derhal yakalanmalı ve işkenceler yapılarak, yakılarak öldürülmeliydi. Fakat suçluyu nasıl bulacaklardı? Kimsenin bir fikri yoktu. Şimdilik, her gece kasabanın çevresinde nöbet tutulması, araştırmayı yürütmek için başkanlığını hakimle rahibin birlikte yürüteceği bir komite kurulması ve kadınlarla çocukların belli bir saatten sonra tek başlarına sokağa çıkmalarının yasaklanmasında karar kılındı. Belediye başkanı ateşli bir konuşma yaptı. Kurbanın ailesi intikam istiyordu. Bebeğin annesi üzüntüsünden hasta olmuş, yataklara düşmüştü. Bebeğin babasının saçları bir gecede ağarmıştı. Küçük oğlunun ölü, parçalanmış bedenini ayık kafayla görmüştü adam. İntikam istiyordu. Kan istiyordu.
    İkinci bebek ilkinin bulunduğu günden bir hafta sonra kayboldu. Kaybolan, nalbantın iki aylık torunuydu. Biri öğle vakti adamın evine girip çocuğu kaçırmıştı. Küçük kızın annesi o sırada su almak için kuyunun başına gitmişti. Döndüğünde beşik boştu.
    Çocuğun cesedini sekiz ayrı yerde buldular: Kilise, bir ahır, meyhanenin kapısının önü, belediye binasının önü ve orman. Parçalar farklı günlerde bulundu. Katil hergün bir parçayı kasabadaki belirli bir noktaya bırakıyordu. İnsanlar korku ve paranoya içinde yaşamaya başlamışlardı. Her an her yerde karşılarına zavallı bir küçüğün bedeninden arta kalan kanlı bir et parçası çıkabilirdi. Çoğu bu yüzden korkunç kabuslar gördü.
    Artık bu gidişe bir son verilmesi gerekiyordu. Anneler çocukları için korkmaya başlamışlardı. İnsanlar diken üzerindeydi. Geceleri sokaklar bomboş kalıyordu. Meyhaneye bile yalnızca bir iki eski müdavim, bir iki ayyaş ve bir de ‘hiçbir şeyden korkmayan’ ‘cesur’ gençler geliyordu. Fakat kasaba halkı korku ve tedirginlikten çok öfke ve nefret duyuyordu. Katil ne yapıp edip bulunmalıydı.
    Bir cadı avı başladı.
    Katilin bir cadı olabileceği ihtimali zaten daha en başından beri gözönünde tutuluyordu. Bunun resmiyet kazanması ve adının konmasıysa nöbetçilerin bazı ipuçları, şehrin dört bir yanına dağılmış bazı gizemli işaretler bulmasından sonra oldu.
    Önce bir ahırda esrarengiz bir çömlek bulundu. Bu çömlek, içinde bazı bitkilerin dövülerek ezilmesinde kullanılmıştı. Çömleği bulan nöbetçi onu kokladıktan sonra derin bir uykuya dalmıştı. Doktorun ve rahibin adamı uyandırmak için harcadığı tüm çabalar boşa gitti. Genç adam komadaydı.
    Ağaç dallarında esrarengiz ipler bulunmaya başlandı. Hiç kimse bu ipleri çözmeye cesaret edemedi. Kasabanın çevresinde, dört bir yanda ağaçlara bu ipler düğümlenmişti.
    Kasabadaki fare ve sıçan nüfusunda gözle görülür bir artış olmuştu. Sıçanlar ürünü talan ediyor, eşyaları kemiriyor, hatta küçük hayvanları öldürüyorlardı. Küçük hayvan ölülerine kasabanın her yerinde rastlanıyordu. Bunların tümünün sıçanlar tarafından öldürülmediği de belliydi.
    Bir sabah bir belediye görevlisi işe gitmek için kasaba meydanından geçerken meydanın tam ortasındaki bir şey dikkatini çekti. Yanına yaklaştığında bunun, birbiri ardına konulan taşlarla yere çizilmiş tuhaf bir şekil olduğunu gördü.
    En sonunda, ilk cesedin bulunuşundan tam iki hafta sonra küçük bir kız çocuğunun daha kaybolması bardağı taşıran son damla oldu. Bu küçük kız hiçbir zaman bulunamayacaktı.
    Kasaba halkı o gece yine meydanda toplandı. Çok sıkı önlemler alınması karara bağlandı. İnsanlar çocuklarını asla yalnız bırakmayacaklardı. Tüm evlerde arama yapılacaktı. Şüphelenilen herkes gözaltına alınıp sorgulanacaktı. Komiteye bu konuda geniş yetkiler tanındı. Komitenin emrindeki askerlere karşı koyan herhangi biri zor kullanılarak yakalanacak, kaçmaya çalışan olursa emir beklemeden vurulacaktı.
    Bir gün sonra araştırmalar başladı. Bütün evler didik didik aranıyor, genç erkekler ve kızlar sorguya çekiliyordu. Şehrin saygın ailelerinden ve asillerden pek fazla gözaltına alınan olmadı. Yalnızca genç olanları mahkeme salonunda sorguya götürüp, zararsız bir iki soru sorduktan sonra serbest bırakıyorlardı. Hakimin, rahibin ve belediye başkanının evleri aranmadı bile. Öte yandan, yoksul halkın arasından oldukça yaşlı olmalarına rağmen gözaltına alınanlar olmuştu. Bunların başında da yabancılar geliyordu. Kasaba halkından olmayanlar. Yaşlı bir dilenci kadın.. Gece gündüz içen bir ayyaş.. İşsiz güçsüz bir adam.. Kasabanın delileri.. Kör bir çalgıcı..
    Sorguların başlamasından sekiz, ilk cesedin bulunmasından tam yirmi üç gün sonra katil bulundu. Katil, bir avukatın evinde çalışan genç, sarışın bir hizmetçi kızdı. Her şeyi itiraf etti. Zaten uzunca bir süredir bu kızla ilgili pek çok söylenti dolaşıyordu. Arkadaşları hizmetçi kızı uçarken gördüklerine yemin ediyorlardı. Odasında esrarengiz kitaplar bulundu. Bunların çoğu din dışı, müstehcen şeylerdi. Bazı kitapların içinde büyü tarifi olduğunu sandıkları bazı tarifler de vardı.
    Genç cadı çocukları nasıl öldürdüğünü anlattı. Kasabada görülen tüm tuhaf işaretlerden de o sorumluydu. Ağaçlardaki düğümler, kasaba meydanındaki lanetli taşlar, küçük hayvan ölüleri, hepsi onun eseriydi.
    Neden böyle bir şey yaptığını sorduklarında yüzünde esrarlı bir gülümseme belirdi. Cevap vermedi. O an hakim kendini tutmasa bu genç kızı boğazlayıp öldürebilirdi.
    En şüpheci olanların bile bu kızı tanıyan diğer hizmetçi kızlardan herhangi biriyle konuştuktan sonra katilin o olduğuna dair en ufak bir şüphesi dahi kalmıyordu. Bu yoksul ve dürüst kızlar onun bir cadı olduğuna ve onu uçarken, geceyi renklere bürüyüp havada yüzerken gördüklerine İncil’e ellerini basıp yemin ediyorlardı. Gözlerinde korku dolu bir bakış vardı. Doğruyu söyledikleri her hallerinden belliydi.
    Cadının odasında tuhaf bitkiler bulundu. Bunlardan birini koklayan genç bir asker bayıldı. Arkadaşlarının onu uyandırma girişimleri sonuçsuz kaldı. Ahırda çömleği bulan genç nöbetçinin daldığı uykunun aynıydı bu! Bu kanıt, geride kalan son şüpheleri de sildi.
    Datura stramonium.. Cadının bahçesinde buldukları çiçeğin adı işte buydu. Kızın kendi gibi güzel.. Zehirli, lanetli, gaddar!
    Bu lanetli çiçeği bir meşaleyle tutuşturup yaktılar.
    Onu yetiştiren cadıyı da aynı son beklemekteydi!
    O gün kasaba meydanı bir bayram yeri gibiydi. Sonunda adalet yerini buluyordu. Zavallı bebeklerin hain katili, bu zalim, bu adi şıllık, cehenneme gidecekti! İntikam günüydü bugün! Kardeşlerim.. Hallelujah!
    Tek bir endişeleri vardı.. Tek bir korkuları. Bu cadının bir büyü yapıp ellerinden kurtulması.. İplerini çözüverip, uçup gitmesi.. Hakkın yerini bulmaması.. Ve bu lanetin sürmesi.. Rahip cellatlara şöyle tembih etmişti: “Cadının gözlerine bakmayın. Sizi büyüler ve siz de ona acımaya başlarsınız.” “Sakın gözlerine bakmayın!”
    Korktukları tek şey buydu..
    Olan da bu oldu!
    Cadı, o gün onun idam edilişini seyretmek için toplanmış bulunan kalabalığın gözleri önünde uçup gitti ve gözden kayboldu:
    Hizmetçi kızı….
    Yaktılar!
    Küle döndü kız. Bedeninden arta kalan kül, rüzgarla havaya savruldu. Ve uçup gitti.
    Saatlerce süren işkencenin ardından, cellat meşaleyi yakmış ve saman yığınını ateşe vermişti. Hizmetçi kız oracıkta çığlık çığlığa can verdi. Halkın zafer nidaları ve haykırışlar alacakaranlığı doldurdu. Sonunda bitmişti! Kurtulmuşlardı! O musibet, o illet şey, o cehennem kaçkını yaratık artık bir daha asla onları rahatsız edemeyecekti. Masum bebeklerin kanına giremeyecekti.. Gitmişti.
    Hakimin ve askerlerin çevresini saran halk, delice onların lehine tezahüratlar yapıyor, onları alkışlıyor ve kutluyordu. Fakat hakim ve mahkeme aslına bakılırsa öyle çok da büyük bir başarı göstermiş sayılmazdı. Sonuçta üç küçük çocuk öldürülmüş ve iki genç asker de lanetli bir uykuya dalmıştı.
    Ayrıca hizmetçi kız da aslında masumdu!
    Sorgulama sırasında her şeyi, işkenceye bir son versinler diye itiraf etmişti.
    O gün şehir meydanında genç ve masum bir kızı yaktılar!
    Sonra da onun küllerinin doldurduğu havayı içlerine çekip “Adalet!” diye haykırdılar.
    Dünya’nın her yerinde..
    Yaptıkları hala budur.

    Not: Katil rahipti.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:36 pm

    Korku Tüneli
    Korkmaya ihtiyacı vardı. Yemeğini yemiş,
    suyunu içmiş ve uyumuştu.
    Artık filmler yetmiyor, insan yiyen böcekler,
    dinozorlar, vampirler, uzay yaratıkları
    ve zombiler heyecanlandırmıyordu onu.
    Mısırını yerken perdeden pençeler fırlıyor,
    gazozunu içerken kan fışkırıyordu.
    Zarar vermeyen korku, ne gÜzel korkuydu.
    İşte emniyet içinde koltuğunda oturuyordu.
    Birazdan film bitecek, sinema,
    kalabalığı damperli bir kamyon gibi
    caddeye boşaltacaktı. Korkmak
    için para ödüyordu sinemalara.
    Korkmaya ihtiyacı vardı.


    Yeni açılan bir lunaparktan sözetmişlerdi.
    Korku tüneli müthişmiş.
    Bayılanlar oluyormuş heyecandan.
    Abartıyorlardır, dedi kendi kendine.
    Seyrettiği filmlerdeki en korkunç
    sahneler bile kılını kıpırdatmıyordu.
    Alışkanlığın elleri boğuyordu heyecanını.
    Yine de denemeye değerdi.
    Yemeğini yemiş, suyunu içmiş ve uyumuştu.
    Korkmaya ihtiyacı vardı.


    Lunapark rengarenk ışıklarıyla şehrin
    ortasında devasa bir gecelambası
    gibi yanıyordu. Bir balerin kulak
    zarlarını titreten müziğin eşliğinde
    dansediyor, uçuşan eteklerinden
    çığlıklar yükseliyordu. Donuk gözleri
    döndükçe kah bir palyaçoya,
    kah çocuğunun elinden tutmuş bir
    babaya, kah bir baloncuya değiyordu.


    Aynı müziği dinlemekten, aynı şekilde
    dansetmekten bıkmış gibiydi.
    Yüzünde korkunç bir ifade vardı.
    Eteğindeki insanları silkelemek
    havalara fırlatmak geçiyordu içinden.
    Ama kumanda odasındaki adam
    izin vermiyordu ona. Bir düğmeye
    basınca hızlanıyor, bir düğmeye
    basınca yavaşlıyordu. Durması
    için bir düğme yetiyordu.


    ‘Bu kez dinlemeyeceğim,’ dedi balerin.
    ‘Yavaşla’ düğmesine rağmen
    dönüşünü hızlandırdı. Kumanda
    odasındaki adam şaşırmıştı.
    Balerin gittikçe hızlanıyordu.
    ‚çığlıklar birbirine karıştı. ‘Yavaşla’
    düğmesi çalışmıyordu. Operatör
    bütün gücüyle basıyordu düğmeye.
    Balerin deli gibi eteklerini savuruyor,
    imdat sesleri yükseliyordu.


    Korkmaya ihtiyacı olan adam,
    bu işte bir tuhaflık olduğunu düşündü.
    Balerinin asit dolu gözleri üzerine
    değince yandığını farketti. Kendi
    etrafında bir tur daha atar atmaz
    gözünün içine bakmalı ve
    ‘Hadi ama yeter!’ diye azarlamalıydı onu.


    Birden kumanda odasındaki
    ‘yavaşla’ düğmesi Çalıştı.
    Balerin yavaşladı ve durdu.
    İnsanlar korku ve isyan içinde kumanda
    odasına doğru yürürken, balerinin
    dudaklarında hınzır bir gülümseme belirdi.


    Korkmaya ihtiyacı olan adam,
    ‘Bu lunaparkta bir gariplik var,’ dedi.
    Balerin ‘Hadi ama yeter!’ sözüyle
    yavaşlamIş olabilir miydi? Tesadüftü elbette.
    Ya gülümseme... ‘Bu kadar
    Çok korku filmi izlersen böyle olur,’
    dedi kendi kendine.


    Korku tüneline doğru giderken
    atlıkarınca çıktı karşısına. ‚çocuklar
    atlara binebilmek için sıra bekliyordu.
    Siyah, beyaz, kırmızı, mavi,
    yeşil, mor, rengarenk atlar yükselip
    alçalarak dönüyorlardı. Kalabalığın
    arasına karışıp çocukları seyretmeye başladı.


    Neşeyle atların kafalarını sallıyorlar,
    Çayırlarda dağlarda koşturuyorlardı.
    İnsanı yere atmayan at, ne güzel attı.


    ‚çocuklardan sadece biri gülmüyordu.
    Neredeyse ağlamak üzereydi.
    Dikkatle baktığında bir tek onun
    atının başını sallamadığını gördü. ‚çocuk
    başın iki yanındaki kulpları itmeye
    Çalışıyor, ama at inatla kafasını sallamıyordu.


    Başını sallamayan atı incelemeliydi.
    Döndüğü için sadece önünden geçtiği
    anlarda bunu yapabilirdi. Anneler,
    kendi Çocukları önlerinden geçtikçe
    el sallıyorlardı. işte onun atı da geliyordu.
    ‚çocuk hala başını sallamaya uğraşıyordu.
    Tam önünden geçerken atın başına
    eliyle hafifçe vurup ‘Aptal şey’ dedi.


    At aniden başını çevirdi. Garip bir ses
    Çıkartarak elini ısırmaya çalıştı.
    Sonra dişlerini göstererek uzaklaştı.
    Adam ‘Abarttın’ dedi kendi kendine ‘Abarttın’.


    O sırada bir palyaço yaklaştı yanına.
    Kocaman kırmızı burnu ‘Gondolu gördün
    mü, gel!’ derken bir aşağı bir yukarı oynuyordu.


    Gondol şeklindeki bir salıncaktı bu.
    Kayığın uçları sırayla gökyüzünü yokluyordu.
    Her inişte yere bir parça karanlık indiriyor,
    her yükselişte göğe bir parça çığlık taşıyordu.
    Palyaço ‘Sen de bin!’ dedi. O, lunaparka
    sadece korku tüneline girmek için gelmişti.
    Hesapta ‘gondol’ yoktu. Palyaço
    ‘Hadi!’ diye ısrar etti.
    Kıramadı. Gondol boşaldıktan sonra
    ucunda kaptan heykeli bulunan tarafa yerleşti.
    Bakalım yanına kimler oturacaktı.
    Hayret! Hiç kimse gondola binmek
    istemiyordu. Aşağıda biriken
    meraklı kalabalık, gondolun hareket
    etmesini bekliyordu. Tedirginlik
    içinde ‘Başka yolcu yok mu?’
    diye sordu. Palyaço ‘Hayır!’ dedi.


    Gondol hareket etmeye başladı
    . …önce ağır ağır, sonra hızlı hızlı sallandı.
    Daha sonra uçarcasına gidip gelmeye başladı.
    Bir önceki seferde yolcular beraber çığlık
    atarak heyecanlarını bölşüyorlardı.
    Korkuyu bile paylaşmak güzeldi.
    Oysa şimdi... Palyaço aklından
    geçenleri anlamış gibi elini havaya kaldırdı.
    Bunun Üzerine aşağıda biriken kalabalık
    ‘Heey!’ diye bağrıştılar.
    Artık kayığın her düşüşünde el kalkıyor,
    aşağıdakiler hep birlikte çığlık atıyordu.


    O kadar hızlanmıştı ki bir an yerinden
    fırlayacağını zannetti. Elleriyle yapışmıştı
    önündeki demire. Başı dönüyor,
    midesi bulanıyordu. Palyaço elini
    artık kaldırmıyor, kalabalıktan çıt çıkmıyordu.
    Ay ışığı gondolu ve yüzünü yalıyordu.
    Sarı bir yüzdü bu. aniden sırtında bir
    şey hissetti. Sırtına dokunuluyordu.
    ‘Yok canım!’ dedi. ‘Gondolda benden başka
    kimse yok’. Ancak arkadaki hareket Israrlıydı.
    Dürtükleme, neredeyse tekmeye dönüşecekti.
    Arkasına dönmeye cesaret edemiyordu.


    ‘Hey baksana buraya!’ diye bir fısıltıyla ürperdi
    kulağı ve vücudu birden buz kesti.
    Arkaya hala bakamıyordu. ‘Kimsin sen!’
    dedi kendi kendine ‘Kaptan!’ dedi arkadaki
    ses. ‘Gemimde ne işin var?’
    Bütün cesaretini toplayarak arkaya döndü.
    Tahtadan bir kaptan heykeli...
    Hiçbir hareket yoktu. ‘İnmeliyim!’
    diye bağırdı palyaçoya ‘İndir beni!’.
    Palyaço elini kaldırdı. Seyirciler son
    kez ‘Heey!’ diye bağrdılar. Gondol durdu.
    Fena halde dönüyordu başı.
    Hemen eve gitmeliydi. Vakit geç olmuştu.


    Palyaço: ‘Ya korku tüneli,’ dedi.
    ‘Oraya girmeyecek misin?’
    ‘Nereden biliyorsun?’ diye sordu
    Ürpererek. ‘Korku tüneli için geldiğimi
    nereden biliyorsun!’ Palyaço bu soruyu;
    ‘Bildiğim bir şey yok. Lunaparka gelen
    herkes korku tünelini görmek
    ister.’ diye cevapladI.


    ***


    RaylarIn Üzerinde yürüyen arabalar,
    yolcusunu alır almaz hareket ediyor,
    korku tünelinin kapısına Çarpıp içeri dalıyordu.


    Sonunda sırası gelmiş, arabası hızla
    karanlığa karışmıştı. Hiçbir şey görünmüyordu.
    YağlanmamIş tekerleklerin raylar
    Üzerinde çIkardığı metalik ses sinir bozucuydu.
    ‚çok geçmeden sirenler çalmaya, çığlıklar
    yankılanmaya başladı.Kendisinden
    öncekilerin çığlıkları olmalıydı.
    Demek sürprizler yaklaşıyordu.


    Arabası tam bir virajı alıyordu ki
    aniden yavaşladı. Karşısına, ağzını açıp
    kapayan ve pençesini sallayan bir ayı Çıktı.
    Kırmızı ışıkla yüzü aydınlatılmıştı ve garip
    sesler çıkarıyordu. Klasik korku tüneli numaraları,
    diye düşündü. çok geçmeden kervana
    başka vahşi hayvanlar da katıldı. Peşi
    sıra mumyalar, başına balta, göğsüne
    bıçak saplanmış adamlar, cadılar,
    hortlaklar, cüzzamlılar sökün etti. İskeletler
    ona el sallarken, gülüyordu. Aman ne korkunç!
    Niye girmişti ki tünele? aniden boynuna sarkan
    yılan dışında, hiçbir şeyden ürpermemişti.


    Araba hızlanmaya başladı. Artık garip yaratıklar
    çıkmıyordu karşısına. Demek tünel yolculuğu bitiyordu.
    İşte kendinden önceki araba da tünelden Çıkıyordu.
    İçeriye sızan ışık çıkış kapısını aydınlatıyordu.


    Tam kapının önüne gelmişti ki araba aniden durdu.
    Elektrikler mi kesilmişti acaba? Hayır!
    Araba geri geri gitmeye başladı. Ne oluyordu?
    Sistemde bir arıza mı vardı? Ya kendisinden
    sonra tünele giren arabalarla Çarpışırsa! Belki onlar
    da geri geri gidiyordur, diye düşünürken, araba daha
    önce yanından geçtiği bir mağaranın içine dalıverdi.
    Korkunç bir hızla yokuş aşağI gidiyordu.
    Siren sesi kesilmişti. Sadece tekerleklerin
    gıcırtısı duyuluyordu. Zifiri karanlıkta hiçbir
    şey görünmüyordu.


    Gözlerini yumup tünelden Çıkıncaya kadar
    açmamaya karar verdi. Ancak şiddetli bir
    gökgürültüsü, bu kararını bozmakta gecikmedi.
    Şimşekler Çakıyor, mağaranın duvarını yer
    yer aydınlatıyordu. Aydınlanan yerlere
    fotoğraflar yapışıyor ve düşüyordu...


    Caddenin ortasında kan kaybediyordu adam.
    Görünürde ambülans yoktu. Bir başka
    adam tezgahta böbreğini satıyordu.
    Vitrin camlarIna gözler yapışmıştı. Adama bak!
    Evini yıkmasınlar diye elini doğruyordu.
    Ya mavi elbiseli kız, neden okula alınmıyordu?
    Bir dede torunlarını boğuyor, bir Çocuk babasını
    tokatlıyordu. Beyaz, kanı ne çabuk sarıyordu!
    İlanlar yapıştırılıyordu duvarlara. Kasap Çengelleri
    için kuzu aranıyordu. Kapsama alanı
    dışındaydı herkes. Bütün tuşlardan aynı ses geliyordu.


    Sonunda fotoğraflar düştü, gökgürültüsü kesildi,
    şimşekler söndü Karanlık hakim oldu mağaraya.
    Yine hiçbir şey görünmüyordu. Araba hızla devam
    ediyordu yoluna. Ya bu ıslaklık?
    Yağmur mu yağıyordu? Ellerine, başına,
    yüzüne damlalar düşmeye başladI.
    Sık sık eliyle yüzünü siliyordu. Araba uçuyor, rüzgarı
    yüzündeki ıslaklığı soğutuyordu.


    VE DURDU...


    EVET ARABA DURDU!


    Karşısındaki duvarda cılız bir ışık yandı.
    Aman Allah’Im! Bu nasıl bir adamdı?
    Elleri, yüzü, her tarafı kan içindeydi.
    Kolunun biri kopmuş, gözleri oyulmuş,
    kalbi sökülmüştü. Hayır, bu bir oyun olamazdı.
    Kan kokusu duyuyordu. Bu kadar doğal
    bir maket olamazdı! Olabilir miydi yoksa?
    Ona dokunmalıydI. Korkudan kalbi yerinden fırlayacaktı.
    Dokunmalıydı ona. Elini yaklaştırdı.
    Titriyordu. Loş ışıkta duran adama dokundu.
    Kanın sıcaklığını neden duymuyordu?
    Etin yumuşaklığını neden hissetmiyordu?
    Soğuk, parlak bir yüzeydi dokunduğu.
    Biraz daha dikkatli baktı: AYNA!


    AYNAYA DOKUNUYORDU
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:37 pm

    Yılan
    1998 yılının Temmuz ayında saat 12 veya 1 tam emin değildim kapı çaldı.Evde herkes uyuyordu.Ben o zamanlar 13 yaşındaydım.Korka korka kapıyı açtım ve bir de ne göreyim kapıda upuzun bir yılan!Yılanı görür görmez çığlık attım ve bayılmışım.Uyandığımda sabah olmuştu.Annem o saat kapının önünde ne aradığımı sordu.Bende yılan gördüğümü anlattım.Benim rüya gördüğümü söylediler.Geldiklerinde yılan falan olmadığını söylediler.Neyse ertesi günün gecesi uyuyamıyordum.Her an kapı çalacak diye korkuyordum.Maalesef korktuğum başıma geldi.Kapı çaldı.Hemen annemin yanına gidip onu uyandırdım.Kapı o zaman hala çalıyordu.Anneme söylediğimde bana inanmayıp,kapı zilinide duymadığını söylüyordu.Aklımı oynatacak gibi oldum.Sonra beni yatağıma götürdü.O gidince kapıyı korkarak açtım.Bu sefer karanlıktı ve hiçbirşey yoktu.Kapıyı kapatacakken bir ses duydum ama hemen kapıyı kapattım.Delikten baktığımda ise temiz yüzlü güzel bir kız gördüm.Hemen kapıyı açtım.Keşke açmaz olaydım.Kocaman gözlü ayakları olmayan elimde asası olan bir şey gördüm ve bağırdım.O hemen yok oldu.Sabah uyandığımda elime bir not sıkıştırılmıştı.İçinde belki bir gün başarırım yazısı vardı.Şuan 34 yaşındayım fakat zannediyorum hala başaramamış
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:37 pm

    Bir genç çocuğun başına gelen olay
    Bir üniversiteli çocuk sabah hamama gitmeyi düşünüyormuş.
    Genç yarın erkenden hamama gidimde hiç kimse gelmeden yıkanayım, demiş.Hamama gitmiş birde bakmış ki hamam boş,
    Bizimki ohh,çekerek göbeğe uzanmış bir 15 dakika kadar gözlerini yummuş gözlerini açtığında ne görsün bacakları kıllı ve ayakları ters yaratıklar,yavaş yavaş göbekten aşağı süzülerek inmiş ve koşa koşa dışarı çıkıp hamamın sahibini bulmuş;
    -amca içeride bacakları kıllı ayakları ters yaratıklar var demiş.
    amca ayaklarını kaldırarak
    -aynen bunun gibi miydi evlat demiş...
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:38 pm

    Yardımsever Zenci
    Olayın geçtiği yer Beyoğlu, Asmalımescit Sokak 50 numaralı evdir, olayın geçtiği tarih ise 1912-1914 yılları arası, olayın kahramanı ise bu yazarın (Giovanni Scognamilla) büyükannesi, adı ile Mariana Filipucci. Ailenin oldukça dar bir gelirle yaşamakta olduğu o yıllarda (Birinci Dünya Savaşı öncesi ya da başlangıcı) bir kış sabahı evin geniş avlusunu süpürmekte olan, kara kara düşüncelere dalmış büyükanne Mariana üst kat merdivenlerinden birinin inmekte olduğunu, yaklaştığını görmüş, dönmüş bakmış ve hayretler içinde kalmıştı. Merdivenlerden inen ve yaklaşan, evde hiç görmediği bir zenciydi, alımlı, kır saçlı ve fesli. "Bir paşa gibi giyinmiş, sırmalarla süslenmişti" diye anlatırdı büyükanne. Zenci önünde durmuş, eğilip selam vermiş sonra da redingotunun cebinden bir kese çıkatıp Mariana’nın eline bırakmış ve kapıdan çıkıp gitmişti. Büyükanne hayretten dona kalmış, bir süre sonra kendine gelmiş, keseyi açtığında ise içinin altınlarla dolu olduğunu görmüştü. Tam o sırada sokaktan kızı (annemiz) Elisabetta gelmiş büyükanne de sormuş ona sokakta böyle bir zenciyi görüp görmediğini. Hayır, kızı böyle bir kimseyi görmemişti, ne o ne de başka birileri. Sanki birden cisimlenmiş, büyükannenin parasal sorunlarını bir çırpıda halletmiş ve de kayıplara karışmıştı. Kesin olan bir şey varsa o da o gün, o evde herhangi bir zencinin kalmadığı, daha önce ve daha sonra hiç gelmediği görünmediğidir. Ancak o evde, dört-beş yıl sonra, bir ruh çağırma seansı esnasında üç bacaklı yuvarlak bir masanın dört kat merdiven boyunca indiği seansa katılanlar tarafından görüldü!
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:38 pm

    Biricik Babamı Katledenler
    her yıl gittiğimiz gibi gene memleketimize Kayseriye gidiyorduk.babam arabayı dikkatli kullanan iyi bir şoför idi.Ankaradan çıkmıştık yola ve seyahatimiz yaklaşık 5 saat sürüyordu.Biz nevşehirde iken arabada acayip sesler duymaya başladık zaten saat 2.00 sularıydı.Gecenin bi vakti bu sesler bizi ürkütmüştü.Ardından araba c****** bayağı bi acayip goruntuler gelmeye başladı.ve bu görüntüler ardından acayip sesler homurtular yükseldi.Babam arabayı bi yere durdurdu.Ve bunların yatsı namazını kılmadığımızdan olduğunu söyledi.Ahiren bir çeşmeden abdest alıp kenarda namazımızı eda attik.Yola devam ettik.Kayseriye gelmiştik.evimize girdiğimiz gibi uyuduk.Sabah babam işe gitti ben ise evde kalmış idim.Televizyonu açmıştım gene kaza haberleri vardı.Aman Allah ım ne göreyim o namaz kıldığımız yeri gösterdi.Orada saat sabah 7 de de kaza olduğunu ve 22 ölü olduğunu söylüyordu.Ve yakınlardaki çeşmeninde tahribata uğrayıp parçalandığını söylüyordu.Ben aşırı korkmuştum.Hemen abdest alıp vaktin namazını kıldım ve ölenlere de bir dua okudum.Gece olmuş babam eve gelip direk yatmıştı.Ben de mukaddes bi hüzün ile uykuya dalmıştım.Rüyamda Sarıklı bi adam gördüm bana dikkatli olmam gerektiğini babamla 2 kişi ezdiğimizi söylüyordu.Ama nasıl olurdu.biz kimseyi ezmemiştik.Kaza da yapmamıştık sadece yatsı namazını kılmıştık o kaza olduğu yerde.Ve uyandım saat gece 2 idi.Bi daha uyudum ve gene bir rüya gördüm.Gene sarıklı bir adam bana babamın cezasını çekeceğini söyledi.Ve davul sesleri geliyor bir kafatası ahenk ile davul eşliğinde dans ediyordu.Ardından uyandım gene korkarak.Çok terlemiştim ve ürkmüştüm nasıl olabilirdi.Televizyonda 22 insanın öldüğünü kazada öldüklerini söylüyordu zaten bu da bana korkutucu ve tuhaf geliyordu.Gece acayip sesler geliyordu saat 4 tü.Babamın yattığı odadan geliyordu.(Hala gözyaşlarım durmak bilmiyor)Babamın odasına ışığı açarak girmiştim.Babamın kafasından kanlar boşalıyordu.o gördüğüm an bana kıyamet olmuştu.Babamın nabzını yokladım kalbi de atmıyorduu.Hemen yakın komşumuza dedim.Hastaneye kaldırdık orada da aynı tanıda bulundular ölmüştü.Bana hayatın anlamını öğreten,yüzünü günde bir defa gördüğüm babam evet babam artık yaşamıyordu.Dünya başıma yıkıldı.NAsıl ölebilirdi.Kim yapmış olabilirdi.Ayrıca annem de 7 yıl evvel ölmüştü.Tek çocuk bendim.Yaşım 17 idi.Napacaktım şimdi.Otopsi yapıldı babama ve sonuçları elime geçti.Babam kafasını duvara vura vura vefat etmiş.Ama nasıl olurdu babamın akli bi sorunu yoktu ve de intihar asla etmezdi.bana intihar etmenin en günah şey olduğunu söylerdi.Ardından cenaze namazını kıldık.Kayseride toprağa verdik.Camimizin hocasına başımdan geçenleri ve babamın o gördüğüm rüya ile bir ilgisi olup olmadığını sordum.Bunu duyan o hocanın birden gözleri doldu.Bizim o meçhul (3 HArfli) lerden yolda ezmiş olduğumuzu ve o iki ölen varlığın insan değil 3 harfflilerden olduğunu söyledi.Babam bu yüzden ölmüştü.Bilmeden görmediği varlıkları ezmişti.Ve bu yüzden gece adeta delirmiş ruhunu 3 harfliler ele geçirip onu öldürmüşler kafasını vurdurtarak.Hoca bunları söylerken benim gözlerimden yaşlar boşalmaya devam ediyordu.Nasıl olabilirdi garip biricik babam belirli belirsiz bi olaya kurban gitmişti.evet hayatta tek tutanağım böyle silindi bu dünyadan.Kimsem kalmamış bana artık Zülküf amcamlar bana sahip çıkmıştı.Babama her gün mezarına gidip ruhuna Fatiha okuyordum.Garip babam da böyle silindi.Şimdi o olayın üzerinden 5 yıl geçti.Hala amcalarımın evinde ikamet ediyorum.Sizi ne kadar ilgilendirir bu olay ama benim hayatımı alt üst eden bu olayı sizinle paylaşmak istedim.İnanmayan kardeşlerimiz 12 Temmuz 2000 in gazetelerini inceleyebilir.Yüce ALLAH kimsenin başına böyle bi bela vermesin inşallah.Hala bunları yazarken de ağlamaktayım.Alllah kimseyi genç yaşta anasız babasız bırakmasın İnşallah.
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:38 pm

    O her ne ise
    96 yılının sonbaharıydı sanırım, o sabah her sabah kalktığımdan niyese daha erken uyanmıştım sabah 04:30 Am. civarıydı yanılmıyorsam... Benim oda şehrin en büyük caddesine bakar,o saatlerde de kimse olmaz sokaklarda derken bi dışarı bakim dedim pencereden ve caddenin tam ortasında arkası bana dönük namaz kılan siyah cüppeli bi hoca!! şimdi ben bunu görünce nedendir bilinmez bi tepki gösteremedim ama korkmadığımı hatırlıyorumm...bi süre izledim ne olduğunu çözmeye çalışıyorum kendimce, ne iş yanii mantığı nedir başka namaz kılacak yer mi yok dyee ? Yaklaşık 3 yada 4 dakika izledim ben bu olayıı, adamın namazının bittiğini anladım ayağa kalktı (sıkı durun ) ve bizim ev 3. kat da. Bu şey, bu şey diyorum çünkü ne olduğunu hala bilmiyorum, orda birçok apartman olmasına rağmen, bu şey sanki ben buna seslenmişim gbii hani biri seslendiğinde direk o yöne bakarsınız yaa, bu da gözlerini direk bana çevirerek döndü benm orda olduğumu biliyordu kesinlikle ve biz bu şeyle direk göz göze geldik ve kanımın donduğunu hissettim, bu bakışma süresi de şmdi ne desem yalan gbi sanki çk uzun sürdü gbi geldi bna ama 5 yada 6 saniye diyebilim... Ne hareket ne ses çıkarabiliyorum, babamı çağıracam hemen yan odamda ses çıkmıyoo... sonra güçlükle bunu kesinlikle babama göstermeliyim diyerek kendimi topladım, kapıyı açıp hızla babamın odasına girerek uyandırdım, bnm suratı görünce bi o kadar da o telaşlandıı, hemen bnm odaya gttk, pencereden baktık kimse yok.. o her ne ise yoktu artık.......
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:39 pm

    kazası bol yollar
    İzmir'in oldukça işlek olan İnönü Caddesi'nde kaza eksik olmaz. Fakat bu kazaların nedeni sürücülerin ve yayaların dikkatsizliği değilmiş. 1960'larda yapılan bu cadde, bazı yerlerde mezarlığın üzerinden geçirilmiş.
    -----------------------------------------------------------
    Çanakkale'de Jandarma Kampı'nın önünden İzmir'e giden yol, civardeki en çok trafik kazası olan yolmuş. Bu yolda haftada en az bir kere kaza oluyormuş. Kazalar genelde kampın önünde olurmuş. Çünkü geceleri savaşta ölen askerlerin ruhları askeriyeyi ziyaret edermiş. Bu görüntüden tırsan sürücüler direksiyon hakimiyetini kaybedermiş
    kaan
    kaan
    Administratör
    Administratör


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 678
    Yaş : 28
    Nerden : Cehennemin Dibinden!!!
    İş/Hobiler : öğrenci-bilgisayar
    Lakap : Site Kurucusu
    Kayıt tarihi : 15/04/08

    Kişi sayfası
    Paylaşım:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Güç:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)
    Tecrübe:
    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Left_bar_bleue1000/1000Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty_bar_bleue  (1000/1000)

    Yaşanmış Korkunç Hikayeler - Sayfa 2 Empty Geri: Yaşanmış Korkunç Hikayeler

    Mesaj tarafından kaan Cuma Ara. 05, 2008 10:39 pm

    pencerdeki
    o gece çok yorgundum. ama sadece yorgunluk... güç bela odama gidip yataga yattım. yatagım anormal derecede soguktu. sanki buz kütleleri vardı yatagımda. oysa aylardan nisandı ve annem romatizmaları oldugu icin kaloriferleri yakmaya devam ediyordu.

    o soguk yatakta uyumaya çalışırken pencereden bir ses geldi. sanki biri pencereye vuruyordu. o an tüm tüylerim diken diken oldu. şu anda bu satırları yazarken bile ürperiyorum ama neden bilmem o anlık bir cesaretle yatagımdan dogruldum ve pencereye gittim. güneslik çekiliydi ve actıgımda karşıma ne çıkacagını bilmiyordum. buna rağmen hic düsünmeden, sanki aklımı kaybetmiş gibi güneşligi açtım. tam karşımda bir adam duruyordu. oysa evimiz ücüncü kattaydı. bana bakıyor, gülümsüyor ve camı acmamı söylüyordu. taş kesilmiştim. camı açmadan yatagıma dogru döndüm. orada, yatagımda oturuyordu... gözlerimi kapattım ve bildigim tüm duaları okudum. yanımdan geçtigini, süzüldügünü duyuyor ama hic hareket etmeden sadece dua ediyordum. gözlerimi yeniden açtıgımda gün ışıyordu...

      Similar topics

      -

      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 12:32 am